• Slider 1
  • Slider 1
  • Slider 3
  • Slider 5
  • Slider 6
  • Slider 6
  • Slider 6
  • Slider 6
  • Slider 6
  • Slider 6

SİLLE

Arkeolojik verilere göre bölgede yerleşimin tarihi Neolitik Çağ‘a kadar uzanmaktadır. Yerleşimin isminin kökeni konusunda çeşitli açıklamalar vardır. İlki Yunan mitolojisindeki Silen (Silene)’ den geldiğidir. Yine ‘Silenos’, kaynayıp, coşarak köpürüp akan su, kelimesinden türediği de kabul gören bir açıklamadır.

Roma ve Bizans döneminde, Kudüs yolu üzerinde yer aldığı için önemli bir dini merkez olmuştur. Dünyanın en eski ve en büyük manastırlarindan biri olan Ak Manastır (“Hagios Khariton Manastırı”, “Deyr-i Eflâtun”) burada olup yaklaşık 800 yıl kesintisiz hizmet vermiştir. Ak Manastır Konya’da yaşayan Mevlevi dervişlerince de ziyaret edilmiş ve bahçesinde küçük bir de mescit yaptırılmıştır. Karamanlı Ortodoksların mübadele öncesi yaşadığı yerleşimdir.

Selçuklu döneminde olduğu gibi Osmanlılar devrinde de tarihi İpek ve Baharat yolları üzerinde olması nedeniyle önemini hiç yitirmemiştir. Osmanlı kaynaklarında Sudirhemi nahiyesine bağlı Sille karyesi ve sonrasında nahiye merkezi oldu. 1907 tarihli kyıtlarae göre Silleʹnin 13 mahallesinde Müslüman ve Gayrimüslümler birlikte yaşarken, Karataş ve Ak mahallede yalnız Müslüman, Kilise‐i Kebir mahallesinde ise yalnızca Hıristiyan topluluk yaşamaktaydı. Cumhuriyet öncesinde nüfusu 18.000’e ulaşmıştır. Yerleşimde 1924 nüfus mübadelesine kadar Hristiyan çoğunluk oturmaktaydı. Macar gezgin Bela Horvarth 1913 yılında Anadolu’ya yaptığı gezisinde tuttuğu notlarda o yıllarda Sille’de 60 adet kilisenin ayakta olduğunu yazmıştır.

Köyde yumuşak volkanik kayalara oyulmuş pek çok küçük kilise, Osmanlı mezar taşları ve günümüze kadar gelebilmiş Aya Elena kilisesi ziyaret edilebilir. Kilise, ilk Hıristiyan Bizans imparatoru Konstantin’in annesi Helena tarafından Michael Archangelos adına M.S 372’de inşa ettirilmiştir.

1923 yılında yaşanan mübadele esnasında buradaki Hristiyan inancına sahip nüfus Yunanistan’a gönderilirken, Sille’ye de Kozana ve Florina bölgelerinden Müslüman nüfus getirilmiştir.

Özgün yapısı son yıllarda zarar görse de günümüzde köy ve çevresi SİT alanı olarak kabul edilip koruma altındadır.